Hafızalardan silinmeyen “Son Yaz” dizisiyle tanıdığımız, oyunculuğa başladığı günden bugüne basamakları birer birer çıkan, son olarak “Sevmek Yüzünden” filminde oynayan Yasemin Yazıcı, Medya Alemi dergisi okurları için bakım sırlarını paylaştı…
Pürüzsüz bir cilt, göz kamaştıran bir güzellik, Yasemin Yazıcı… Bir oyuncu olarak setlerde yoğun makyaja maruz kalıyorsun. Cildini nasıl koruyorsun?
Setteki makyaj, kesinlikle normalde yaptığım makyajdan, hem kalıcı hem kapatıcı olması gerektiği için, bin kat daha yoğun. İki sahnem arası çok zaman varsa, sadece göz makyajı kalacak şekilde makyajımı çıkartmaya gayret ediyorum. Eve döndüğümde de ilk işim makyajı çıkartmak oluyor. Eskiden hydrafacial işlemine gidiyordum ama geçen sene kılcal damarlarımın yüzeye çok yakın olmasından ötürü -aslında benim için- doğru işlem olmadığını öğrendim. Cildini tanımak ve doğru analizle yönlendirilmek çok önemliymiş. Ayda bir, hâla cilt bakımına gidiyorum; ama içeriğinde daha fazla maske, elle kara nokta işlemi ve su buharı yoğunlukta.
Yasemin’e özel dediğin bir bakım sırrın var mı?
Yasemin’e özel bakım sırrım; sigara, alkol tüketmemek ve yeterli uyumak kesinlikle en büyük etkenler. Tabi ki güneşten korunmak, her gece makyajını çıkarmak ve bol su içmek de önemli, ama ne yalan söyleyeyim ben bazen uğraşamıyorum veya unutuyorum. İlla sır dersen de; kullanmadığım bir diş fırçasıyla, önden nemlendirdiğim dudaklarımı fırçalıyorum. Böylece daha kırmızı ve daha dolgun gözüküyorlar. Sabah kalktığında dudaklar daha şiş durur ya, o hissi yaratıyor kan dolaşımı sayesinde.
Senin için hangisi daha önemlidir; sabah rutinlerin mi yoksa gece yatmadan önce hazırlıkların mı?
Üniversitedeyken düzenli bir şekilde, her gece gündüz uyguladığım rutinlerim vardı. Sabahları C vitaminli, ışık serumlu, gece Retinollü… Cildimi beğeniyordum o dönem. Şimdi bunların dörtte birini yapıyorum, ama cildimi yine de beğeniyorum. Belki de olay ne kadar malzeme kullandığın değildir. Hem sabah hem gece kullandığım Embryolisse nemlendirici benim için en önemlisi. Onun haricinde, bu rutinlerden çok makyaj yapmak bana dinlendirici ve huzur verici bir zaman gibi geliyor. Bence dışarı çıkmaktan çok, hazırlık süreci hep daha keyifli.
Her yerde bir kameranın karşına çıkıp aniden seni çekme ya da bir fanının fotoğraf çekmek istemesi gibi anı durumlarla rastlaşabilirsin “Hay Allah makyajsız nasıl görünürüm? Kendime hiç bakma fırsatım olmadı.” gibi endişelerin var mıdır?
Eskiden yoktu ama artık öyle saçma endişelerim var. Bunu diyorum ama şimdilik sadece kışın olduğunu biliyorum, çünkü çok yeni gelişti. Kışın insan daha soluk oluyor. Yazın güneşle makyaja pek gerek kalmıyor. Belki yazın öyle düşünmem ve kafamda daha özgür olurum.
Kişisel bakımına ne kadar zaman harcarsın?
Normal bir günde, makyaj hariç, gündüz ve gece rutinlerimin toplamı 10-15 dakikayı geçmez. Ama haftada birkaç gün her şey dahil bakım duşlarım oluyor. Böyle deyince de spa menüsü gibi oldu (gülerek)… Demek istediğim günlük bakımında olmayan şeyleri o günlerde duş öncesi, süresinde, sonrasında yapmak. Kese ya da scrub, ayak bakımı, manikür pedikür, saç yağı, kaş alma gibi gibi.
Genel olarak hangi makyaj türü sana daha çok yakışıyordur?
En çok hafif makyajın yakıştığını düşünüyorum; hani şu “clean girl” dedikleri. Dudaklarımda ve yanaklarımda bir pembelik şart. Bu ara Renk paletlerine merak sardım. Yazın pek yanmadan bronzlaştığım için sıcak alt tonum var sanıyordum, meğer kış mevsimiymişim. Soğuk alt tonlu renkler yakışıyormuş. Bazı yüzler ağır makyajı kaldırıyor, benimki onlardan biri değil, ne yazık ki… Yaşımın çok üstünde bir görüntü oluyor. En fazla hafif smokey bir göz olabilir.